SEYFETTİN ACAT
Mali Müşavir
20/07/2025
Vergi, kamu hizmetlerinin sürdürülebilmesi için tüm vatandaşların katılması gereken ortak bir finansman yüküdür. Ancak bu yükümlülüğü zamanında ve eksiksiz yerine getiren mükelleflerin, diğerlerinden ayırt edilerek belirli avantajlardan faydalandırılması, vergi sisteminin daha adil ve sürdürülebilir hale gelmesini sağlar. Bu bağlamda, vergiye uyum gösteren birey ve kurumlar için özel teşvik yapılarının oluşturulması artık bir gereklilik haline gelmiştir.
Türkiye’de vergi sisteminde zaman zaman 'vergi indirimleri' veya 'ödüllendirme' uygulamaları görülse de, bu yapılar kalıcı, kurumsal ve etkili şekilde sürdürülememiştir. Öte yandan, sık sık çıkarılan vergi afları, vergisini düzenli ödeyen mükelleflerin aleyhine bir ortam yaratmaktadır. Bu durum hem vergiye olan güveni sarsmakta hem de adalet ilkesini zedelemektedir.
Vergisini düzenli ödeyen mükellefler için ayrıcalıklı yapıların oluşturulması birçok fayda sağlar:
- Gönüllü uyum artar,
- Kayıt dışı ekonomiyle mücadele güçlenir,
- Devlete olan güven artar,
- Dürüst mükellefler desteklenmiş olur,
- Mali disiplin ve bütçe dengesi korunur.
1. Güvenilir Mükellef Sertifikası:
Belirli bir süre boyunca vergi yükümlülüklerini eksiksiz yerine getiren mükelleflere "Güvenilir Mükellef" belgesi verilerek; iade işlemlerinde öncelik, denetimlerde kolaylık ve kamu alımlarında avantaj sağlanabilir.
2. Kredi ve Finansman Kolaylığı:
Vergi düzenliliği, banka ve kamu kredi değerlendirmelerinde pozitif kriter olarak kullanılabilir. Bu sayede işletmeler finansmana daha kolay erişebilir.
3. Kamu İhale Sisteminde Avantaj:
İhaleye katılımda, düzenli vergi ödeyen firmalara pozitif ayrımcılık sağlanabilir. Bu firmalar için teminat mektuplarında indirim, başvuru önceliği gibi avantajlar tanımlanabilir.
Japonya’da 'Altın Mükellef' sistemi uygulanmaktadır. Vergisini yıllarca zamanında ödeyen firmalar, bu statüye sahip olur ve denetimlerde muafiyet, kamu teşviklerine erişimde öncelik gibi haklara kavuşurlar. Bu sistem sayesinde, hem kayıt dışı ekonomi azalmış hem de vergi bilinci artmıştır.
Türkiye’de benzer yapıların kurulması adına şu öneriler geliştirilebilir:
- En az 3 yıl boyunca vergi uyumunu sağlayanlara 'Vergi Sadakati Sertifikası' verilmesi,
- Bu belgeye sahip olanların KDV iade sürecinde önceliklendirilmesi,
- Vergi düzenliliğinin kredi notuna entegre edilmesi,
- Kamu teşvik ve hibelerinde pozitif kriter olarak değerlendirilmesi.
Vergisini düzenli ödeyenlerin ödüllendirilmesi, sadece bireysel fayda sağlamakla kalmaz; aynı zamanda tüm vergi sisteminin güvenilirliğini artırır. Avantajlı yapılarla desteklenen dürüst mükellef profili, toplumun geneline örnek teşkil eder. Bu nedenle, kalıcı ve kurumsal yapılarla vergi sadakatinin karşılığının verilmesi, çağdaş bir kamu yönetiminin gereğidir.