KAYIT DIŞI EKONOMİNİN ÖNLENMESİNDE SIKI DENETİMLERİN GEREKLİLİĞİ

SEYFETTİN ACAT

Mali Müşavir

25/05/2025

Kayıt dışı ekonomi, vergi idaresine bildirilmeyen, mevzuata aykırı şekilde yürütülen ekonomik faaliyetlerin genel adıdır. Bu tür faaliyetler; vergi kaçakçılığı, kayıt dışı istihdam, yasadışı ticaret, sahte belge kullanımı gibi pek çok usulsüzlüğü kapsar. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde kayıt dışı ekonominin GSYH’ye oranı, OECD ülkelerine kıyasla oldukça yüksektir. OECD verilerine göre Türkiye’de kayıt dışı ekonomi 2023 itibariyle çok yüsek seviyelerindedir. Bu yüksek oran, hem vergi adaletini bozan hem de kamusal hizmetlerin finansmanını zorlaştıran ciddi bir problemdir.

Kayıt dışı ekonomiyi doğuran sebepler, yapısal, hukuki ve toplumsal faktörlere dayanmaktadır:

-Vergi oranlarının yüksekliği: Vergi yükünün fazla olması, işletmeleri ve bireyleri beyan dışı çalışmaya teşvik eder.

-Denetim eksikliği ve cezaların caydırıcı olmaması: Denetimlerin yetersiz olması veya cezaların etkisiz kalması, kayıt dışı faaliyetleri cesaretlendirir.

-Kayıt sistemlerinin zayıflığı: Özellikle küçük esnaf ve mikro işletmelerde mali kayıt tutma alışkanlığı düşüktür.

-Kültürel kabuller: Bazı bölgelerde vergi kaçırmak veya sigortasız çalıştırmak “normal” bir uygulama olarak görülmektedir.

Vergi dışı kalan her faaliyet, devletin gelir kaybı anlamına gelir. Bu da kamu yatırımlarının, sağlık, eğitim, altyapı gibi hizmetlerin kısıtlanmasına yol açar. 2022 yılında Hazine ve Maliye Bakanlığı, kayıt dışı ekonomi nedeniyle yaklaşık 600 milyar TL’lik vergi kaybı yaşandığını açıklamıştır.

Kayıt dışı çalışan firmalar, vergi ve SGK primi ödemedikleri için maliyet avantajı elde eder. Bu durum, dürüst çalışan firmaların piyasa dışına itilmesine sebep olur. Örneğin; Bir lokantanın sigortalı çalışan, fiş kesen ve KDV ödeyen yapısıyla; hiçbir beyanname vermeyen, kaçak çalışan çalıştıran bir sokak satıcısıyla aynı pazarda rekabet etmesi mümkün değildir.

Sigortasız işçiler, iş güvencesi ve sosyal haklardan yoksun kalır. İş kazalarında hukuki koruma sağlanamaz. Emeklilik hakkı, kıdem tazminatı, işsizlik ödeneği gibi haklardan mahrum olurlar.

Kayıt dışı ekonomi; milli gelir, istihdam ve tüketim verilerinin hatalı hesaplanmasına neden olur. Bu da ekonomi politikalarının yanlış planlanmasına ve uygulamalarda isabetsizliklere yol açar.

Vergi denetimleri, mükelleflerin beyanlarının doğruluğunu test etmek ve sahte belge gibi yasa dışı işlemleri ortaya çıkarmak açısından kritiktir.

-E-fatura ve e-arşiv sistemleri, kayıt dışı işlemleri daha kolay tespit etmeye olanak sağlar.

-2023 yılında yapılan risk analizleri kapsamında inşaat sektöründe yapılan e-denetimlerde, 1500 işletmede toplam 3,2 milyar TL’lik beyan dışı gelir tespit edilmiştir.

Kayıt dışı istihdamla mücadelede denetim ekipleri, özellikle riskli sektörlerde (tekstil, inşaat, tarım, hizmet vb.) saha denetimleri gerçekleştirmelidir.

-2023’te İstanbul’da yapılan SGK denetimlerinde, sadece Beyazıt bölgesinde 1.100 kişinin sigortasız çalıştığı ortaya çıkarılmıştır.

Sınır kapılarında yapılan denetimlerin artırılmasıyla, kaçakçılığın ve kayıt dışı ithalatın önüne geçilebilir.

-2024 yılında Habur Gümrük Kapısı'nda ele geçirilen kaçak akaryakıt miktarı 2 milyon litreyi geçmiştir.

Denetim süreçlerinin dijitalleşmesi, zaman ve iş gücünden tasarruf sağlarken, tespit oranlarını da artırır.

-POS cihazlarından elde edilen verilerin vergi idaresine doğrudan iletildiği sistemlerde kayıt dışı gelir tespiti mümkündür.

-Banka hesapları ile beyanlar arasında çapraz kontroller yapılabilir.

Kayıtlı çalışmayı cazip hale getirmek için vergi indirimleri, istihdam destekleri ve prim teşvikleri sunulmalıdır. 5 yıl boyunca sigortalı çalışan istihdam eden işverene SGK primi indirimi gibi teşvikler etkili olabilir.

Mevcut idari para cezalarının artırılması, işyeri kapatma gibi yaptırımların uygulanması önemlidir.

-Tekrar eden kayıt dışı istihdam uygulamalarında kamu ihalelerinden men gibi ağır yaptırımlar düşünülmelidir.

Vergi kaçırmanın bir “suç” olduğu, yalnızca devleti değil, toplumu zarara uğrattığı vurgulanmalıdır.

-TV kampanyaları, okul müfredatlarına vergi bilinci eğitimi gibi uygulamalar yer almalıdır.

Her sektörün risk profilinin belirlenerek özel denetim stratejileri geliştirilmesi gereklidir.

-Örneğin, ikinci el oto ticareti, hal ürünleri ve döviz büroları gibi yüksek riskli sektörler özel izleme sistemine tabi tutulmalıdır.

Kayıt dışı ekonomi, ülke ekonomisinin sürdürülebilirliğini tehdit eden ve kamu kaynaklarının etkin kullanılmasını engelleyen ciddi bir sorundur. Bu sorunun çözümü ancak etkili, sürekli ve teknolojik olarak desteklenmiş sıkı denetim mekanizmaları ile mümkündür. Denetimler sadece ceza aracı değil, aynı zamanda vergi bilincinin yerleşmesini sağlayan bir araç olarak görülmelidir. Kayıt dışılığın azaltılması, sadece mali bir mesele değil; sosyal adaletin, ekonomik güvenliğin ve toplumsal kalkınmanın da temelidir.

E-posta Girişi
E-Mükellef Girişi